ABD’de geçmişte birçok soruşturmaya konu olan sivil güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusu Erik Prince “Kendini yönetemeyen ülkeleri yönetmeliyiz” dedi. ABD’li özel güvenlik şirketi Blackwater’ın kurucusu eski deniz komandosu Erik Prince, ABD-Meksika sınırının güvenliğini eleştirerek, “kendini yönetemeyen ülkeleri yönetmenin zamanının geldiğini” söyledi.
Youtube’da “Off Leash With Erik Prince” adlı kanalda yayınlanan videoda “ABD-Meksika sınırının güvenliği” ve “düzensiz göçmen sorunu” gibi konularda değerlendirmeleri yer alan Prince, son dönemde gündeme gelen düzensiz göçmen sorununu eleştirdi.
Prince, “yönetimin ne demek olduğunun ve hangi ülkelerin iyi yönetildiğinin asıl konu” olduğunu belirtti.
“ARTIK YETER, BIKTIK”
Erik Prince, “Eğer dünyadaki bu ülkelerin çoğu kendini yönetemiyorsa o zaman bizim tekrar emperyal tavrımızı takınarak, bu ülkelere ‘kendinizi yönetemiyorsanız biz yöneteceğiz’ deme zamanımız geldi. Artık yeter. İşgal edilmekten bıktık” ifadelerini kullandı.
Bu ifadelerinin Afrika’nın büyük bir kısmı için de geçerli olduğunu vurgulayan Prince, bu bölgelerdeki hükümetleri yolsuzlukla suçlayan açıklamalarda bulundu.
Sunucunun, “İzleyiciler ‘Erik Prince yine sömürgecilikten dem vuruyor’ diyecek” ifadesine Prince, “Kesinlikle” yanıtını verdi.
BLACKWATER HAKKINDA
Blackwater, 1997 yılında Erik Prince tarafından kuruldu. 2004 yılında ABD hükümeti tarafından Dışişleri Bakanlığı personelini korumak için kiralandı. Şirket, 2007 yılında Irak’ta 17 sivilin Blackwater çalışanları tarafından kasten öldürülmesiyle suçlandı.
Blackwater daha sonra ismini “Xe Services”, ardından da “Academi” olarak değiştirdi.
2008 yılında Blackwater için çalışan 4 eski paralı asker, “kasten adam öldürmek dahil çeşitli suçlamalarla hakim karşısına çıktı.
Prince, ayrıca BAE yönetimi tarafından Arap Baharı sırasında sadece emirlik ailesinden komut alacak “gerektiğinde ayaklanmaları silah zoruyla bastıracak” bir lejyoner kraliyet muhafız birliği kurması için görevlendirilmişti.
Prince’in adı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ile olası ilişkilerini araştıran ABD Özel Ropörtörü Robert Mueller’ın raporuna da ayrı biçimlerde girmişti.
2019 yılında Erik Prince, Trump’a Venezuela’da Nicolas Maduro’yu devirmek için 5 bin paralı askerden oluşan özel ordu konuşlandırılmasını teklif etmişti.
ABD Kongresi’nde bu ve diğer bazı tartışmalı üst düzey görüşmelerine ilişkin ifade veren Prince, görüşmeleri inkar etmiş ancak daha sonra ortaya çıkan deliller ışığında geçmiş inkarlarından vazgeçmek zorunda kalmıştı.
SONER YALÇIN UYARMIŞTI
Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimini örnek göstererek 2019’da kaleme aldığı yazıda, ABD destekli Blackwater’ın darbe girişimleri ve darbelerdeki rolü konusunda uyarmıştı.
Yalçın özetle şu satırları kaleme almıştı:
Zor süreçten geçiyoruz.
İyi “okuma” yapmalısınız. Mesela…
ABD, Suriye haritası için diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdığı şu günlerde, IŞİD lideri El Bağdadi ortaya çıkarıldı. Eline de, “Türkiye Vilayeti” yazan dosya verilip, fotoğraf çektirildi. (ABD’nin “kiralık ordusu” Blackwater sahibi -D. Trump’ın büyük destekçisi- Erik Prince de sahneye çıkarıldı: “Venezuela’ya biz girelim” dedi.)
Bunlar şaşırtıcı değil…
Uluslararası dinci teröristlerin hedefinde sadece Venezuela yok, Türkiye de var. Yeni Zelanda’daki terörist Brenton Tarrant’ın Türkiye mesajlarını bu kapsamda değerlendirin. Aynı amaçlı Suudi medyasında çıkan “Terörist Türkiye” yazılarını bu perspektifle okuyun.
Bunların ucu mutlaka Türkiye dokunacaktır, hesapları o.
Baksanıza: ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu 2019 yılı raporunda, “FETÖ mensuplarını dini baskıya uğrayan “Sünni Müslümanlar” olarak nitelendirdi!
İşte… Türkiye böylesine zor süreçte iken, kimi –“milli”- politikacıların, ülke gündemini ısrarla salt -İstanbul seçiminden Çubuk lincine – iç politikaya çekmesini nasıl değerlendirmek gerekiyor?
Kimi politikacılar “Matruşka” oyuncuğa benzer; içinden neler çıkar neler!
Oyun büyük…
Uyanık olmak zorundasınız.
Yani…
Venezuela hiç uzakta değil…”
